Yurt dışı borsalarında son bir ayı aşkındır mısır ve soya fiyatları %20 gibi büyük bir düşüş yaşadı.
A.B.D.’de yüksek mahkemenin kararı da biyoyakıt kullanımının gevşetilmesi yönünde oldu bu da soya ve mısır fiyatlarının önümüzdeki günlerde de düşmeye devam edebileceği şeklinde algılanabilir.
Tabi ki ihtimal de olsa ülkelerin ithalat ve ihracat rejimleri bu fiyat dalgalanmasının yönünü de değiştirebilir.
Ancak şu andaki görünüm düşüşün süreceği gibi.
Soya ve mısır en önemli hayvan yem katkı maddelerinden ve yemdeki protein ve enerjinin büyük bir kısmı bu ikisi tarafından karşılanıyor.
Fiyatların düştüğü son bir ayda hayvan üreticilerinin yem fiyatlarındaki artış çığlığı azalmadığına göre yem firmalarının fiyatlarda herhangi bir ayarlama yapmadığı anlaşılıyor.
Son günlerde vatandaş kurbanlık bulamaz oldu.
Çiftçilere sorduğumuzda maliyetlerdeki (maliyetin %70-80’i yemdir) fahiş artışa karşın et ve süt fiyatlarının tatmin edicilikten çok uzak kalmasından dolayı hayvanları önceden kesime gönderdiklerini söylüyorlar.
Bana göre yemciler bindikleri dalı kesiyorlar.
Türkiye’de büyükbaş hayvan üreticilerinin çoğu küçük işletme.
İşletmelerin %70’e yakını on veya daha az hayvana sahiptir. Bu tür çiftçiler fiyat dalgalanmalarından etkilendiğinde ya yemi kesiyor ya da hayvanlarını. İkisi de hem üreticiler hem de ülkemiz için zarar.
Bu konuda söylenecek çok söz var ama artık söylem değil eylem zamanına geçilmesi gerekiyor.